Pazartesi, Haziran 09, 2008

Çocuğumuzun çevresini Montessoriye göre nasıl düzenleyeceğiz?

Uyguladığımız yöntemin en kısa ama en özlü açıklaması, çocuklara önceden hazırlanmış, düzenlenmiş bir çevrede özgürlük tanımaktır. Maria Montessori

Montessori metodu bir çeşit ‘kendi kendini eğitme’ diye de tanımlanabilir. Sadece çevre, çocuğun gereksinimine göre hazırlanmış, amaçlı, planlı ve kontrollüdür.
Çocuk bu özel şekilde düzenlenmiş çevre içinde kendi kendini eğitirken kendine güveni de kazanmış olur. Montessori, bireyin bağımsız bırakıldığı oranda potansiyelinin ortaya çıkabileceğini savunur.


Düzen ve özgürlük arasındaki mantıklı denge
Montessori ortamının temel özelliklerinden biri çevrenin sade fakat uyumlu renk ve eşyalarla zevkli bir şekilde düzenlenmesidir. Montessori gerçek güzelliğin basitlik olduğuna inanır. Bu nedenle de çocuklar için çok süslü, karmaşık eşyalar yerine, sade, çocuğun ihtiyacına uygun şekilde düzenlenmiş bir ortam hazırlanmalıdır. Çocuğun boyutlarına ve ihtiyaçlarına göre düzenlenen bu ortam içinde yetişkin için özel olarak konulmuş hiçbir eşya yoktur.

Düzenlenmiş çevre, çocuk için bir “öğretmen” rolünü üstlenir.
Düzenlenmiş çevrede çocuk, özel olarak geliştirilmiş Montessori materyalleri ile kendi kendine öğrenecektir. Bunlar, genellikle basit, doğal malzemelerden üretilmiş, çocuğun yanlışını kendi kendine görebileceği şekilde tasarlanmış materyallerdir. Eğer çocuk bir hata yaparsa, materyalin kendisine bakarak yaptığı hatayı düzeltebilir. Örneğin çeşitli büyüklükteki daireleri yerine yerleştirme çalışmasında, hiç bir daire bir diğerinin boyutunda değildir. Tek bir doğru vardır.
Montessori sınıflarında çocukların sınıf içinde istedikleri gibi dolaşmalarına izin verildiği gibi okuldan açık alana çıkmalarına da izin verilmektedir. Çocuklar bu alanlar içinde gidip gelmekte özgürdürler. Hareketlerdeki bu özgürlük nedeniyle Montessori sisteminde çalışma, geleneksel okullardaki gibi dinlenme ya da oyun zamanlarına bölünmemiştir.
Montessori sınıfı, farklı yaş gruplarını içerir. Çocuk kendisinden yaşça büyük ve deneyimli çocuklardan öğrenme olanağı bulur, daha sonraları ise, kendi edindiği bilgiler ışığında artık beceri kazandığı konularda, daha az deneyimli olan çocuklara yardımcı olur. Böylece, çocuk aynı zamanda, çok sayıda değişik kişilerle sosyal yönden ilişki kurmayı öğrenir. Değişik yaş gruplarındaki çocukların birlikte olmaları toplumsal gelişmelerine de yardımcı olur. Özellikle büyük çocukların küçüklere örnek olmaları ve onlara gerçekten ihtiyaç duydukları zaman yardım etmeleri, hem büyükler, hem küçükler yönünden olumlu bir yaklaşımdır. Çünkü Montessoriye göre büyük çocukların daha küçük yaşlardaki çocuklara yaptıkları yardımlarda yetişkinlerinkinde olduğu gibi aşırı koruyuculuk yoktur. Büyük çocuklar, küçük bir çocuğun ne zaman gerçekten yardıma ihtiyacı olduğunu yetişkinden daha iyi anlarlar ve bu konuda küçüğün özgürlüğüne daha saygılıdırlar.
Kaynaklar: www.archisugar.com, Montessoriye Giriş - Esra Şeker Baccio
www.alternatifegitimdernegi.org.tr, "Çocuk Eğitiminde Montessori Yaklaşımı" - Bil.Uzm. Vuslat Oğuz / Doç. Dr. Aysel Köksal Akyol

Ne yaptım?
Adım adım yola koyulmalı, öncelikle şu "düzenlenmiş çevre" olayını gerçekleştirmeli. Sonra materyalleri bulmalı, yapmalı, geliştirmeli, biran önce yetiştirmeli. Çocukların gelişme basamaklarına uygun olacak şekilde ve sırada... Daha sonra çocukların çevreleri ile iletişim kurmalarına izin vermeli, yalnızca gereksindikleri kadar yol göstermeli. Bakalım evimizi Montessori Metoduna uygun düzenleyebilecek miyiz? Çok çalışmam lazım çoook!

1. Yaptığım ilk iş Sinan ve Civanın kıyafetlerini koyduğum şifonyerdeki eşyaların yerini değiştirmek oldu. Meğersem kendim en kolay nasıl kullanacaksam o şekilde yerleştirmişim. En çok kullandığım malzemeler en üst çekmecelerdeydi. Sinanın ve Civanın ulaşamayacağı şekilde yani. Hemen Sinanın kıyafet, pijama ve iç çamaşırlarını en alt iki çekmeceye koydum, onun en rahat ulaşacağı şekilde. Artık kıyafetlerini çekmecesinden kendisi alıyor.


2. Yaptığım ikinci iş her tür boyuttaki toplarını karton bir kutu içinde biraraya getirmek oldu. Böyle basit bir hareketin etkisinin bu denli büyük olacağını tahmin bile edemezdim. Uzun zamandır ellerini bile sürmedikleri toplarla oynamaya başladılar. "Anne, çok güzel bir fikrim var. Toplarla oynayalım, ne dersin?" şeklinde tekliflerde bile bulunuyor artık Sinan. Ayrıca, oynadıktan (yani her tarafa saçtıktan) sonra ben demediğim halde "ama şimdi çok dağanık oldu, topları toplamamız lazım" diyerek beni şaşkınlıklardan şaşkınlıklara sürükledi.

3. Başka ne yaptım. Bir Montessori annesi olan Chasing Cheerios blogunda gördüğüm ufak bir uygulama. Tüm müzik aletlerini bir sepetin içine koydum. Aynı toplarda yaşadığımız olayları yaşıyoruz. Bu kadar küçücük düzenlemeler bile ne kadar çok şeyi farkettirdi!

Ne yapacağım?
Şimdi sırada oyuncak ve kitaplarını kolayca alıp tekrar kolayca yerlerine koyabilecekleri raf ve küçük bir kitaplık var. Şu fotoğraflardaki gibi bir şeyler bulabilirsek çok mutlu olacağım.

Bu fotoğrafı nereden buldum kaydetmemişim. Kaynak belirtemediğim için kimseye saygısızlık yapmıyorumdur umarım.
Bu fotoğraf www.kayatoys.com adresinden.

1 yorum:

AYSUN dedi ki...

Ben de Berk'in oyuncaklarını sınıflandırdım ve hepsini ayrı ayrı yerleştirdim. Onun da uzun zamandır oynamadığı oyuncaklarıyla oynadığını görmek güzeldi...